Terörsüz Türkiye sürecinde 3. toplantı Numan Kurtulmuş başkanlığında sona erdi

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na ilişkin, "Terör örgütünün silahları bırakmasıyla birlikte ortaya çıkan süreçte, gerçekleşecek olan adımların millet adına takip edilmesi, gerekli olan birtakım düzenlemelerin gerçekleştirilmesi ve bu çerçevede Türkiye'nin bu tarihi dönemecinde demokratikleşmeyle ilgili adımların da konuşulması, Komisyon'umuzun hiç şüphesiz en önemli vazifeleridir." dedi.

"Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. TBMM'de Milli Dayanışma, Kardeşlik ve demokrasi komisyonunun üçüncü toplantısı 7. saatin sonunda sona erdi. Toplantı boyunca 38 milletvekili söz aldı. Milli dayanışma kardeşlik ve demokrasi komisyonu dördüncü toplantısını haftaya salı yapacak. Komisyon haftaya salı ve çarşamba, 2 gün çalışacak. Komisyonda şehit yakınları ve gaziler de dinlenecek. Kurtulmuş, Komisyo'nun ilk iki toplantısını amacına uygun, disiplinli ve muntazam bir şekilde yürüttükleri için üye milletvekillerine teşekkür etti. Komisyon'da herkesin fikirlerini açık bir şekilde dile getirdiğini belirten Kurtulmuş, "Burada herkes fikirlerini açık bir şekilde dile getirdi. Herkes katkılarını, son derece farklı açılardan baksalar bile ortaya koyabilmeyi başardı. Dolayısıyla Komisyon'umuzun ruhuna uygun bir şekilde buradaki görüşmelerde açık bir şekilde gerçekleşti." diye konuştu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın'ın da katıldığı komisyonun ikinci toplantısının basına kapalı gerçekleştiğini anımsatan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Toplantıdan sonra birçok arkadaşımız da toplantının niçin kapalı gerçekleştirildiğini daha iyi anladıklarını ifade ettiler. Dolayısıyla ben her şeyden evvel fevkalade uyumlu bir şekilde, maksada matuf bir şekilde, gerçekten sonuç almak için iyi niyetli çabalarını ortaya koyan bütün Komisyon üyesi arkadaşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Terör örgütünün silahları bırakmasıyla birlikte ortaya çıkan süreçte, gerçekleşecek olan adımların millet adına takip edilmesi, gerekli olan birtakım düzenlemelerin gerçekleştirilmesi ve bu çerçevede Türkiye'nin bu tarihi dönemecinde demokratikleşmeyle ilgili adımların da konuşulması, Komisyon'umuzun hiç şüphesiz en önemli vazifeleridir. Bu çerçevede Komisyon'umuz çalışmalarına samimiyetle sahip çıkmaktadır." MİLLİ DAYANIŞMA, KARDEŞLİK VE DEMOKRASİ KOMİSYONU 3. KEZ TOPLANDI TBMM ve millet adına faaliyet gösteren Komisyon'un kendi gündemine hakim olduğunu, aldığı kararlarla yoluna devam ettiğini vurgulayan Kurtulmuş, ilk iki toplantıda alınan kararların oy birliğiyle verilmiş olmasının önemine değindi. Kurtulmuş, "Böylesine önemli, tarihi bir dönemeçte atılan bu adımların bundan sonra da yine ortaklaşa, mümkün olabilen en büyük ittifakla ortaya çıkması en büyük arzumuzdur." dedi. Terörün Türkiye'nin gündeminden tamamen çıkarılması, toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi, milli birlik ve kardeşliğin pekiştirilmesi, özgürlük, demokrasi ve hukuk devleti alanlarında çalışmalar yapmak amacıyla Meclis'te mümkün olan en geniş temsil oranı sağlanarak, adil temsil ilkesi gereği 51 üyeden oluşan bir Komisyon kurulmasına karar verildiğini anımsatan Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı: Öncelikle grubu bulunmayan siyasi partilere birer üye verildiğini dile getiren Kurtulmuş, kalan 45 üyeliğin bir siyasi bir parti grubunun en az 3 üyey ile temsil edilmesi prensibi ortaya konularak siyasi parti gruplarına parlamentoda temsil ettikleri güçleri oranında paylaştırıldığını anımsattı. Kurtulmuş, şunları kaydetti: "Öncelikle grubu bulunmayan siyasi partilere birer üye verildi. Kalan 45 üyelik, bir siyasi bu parti grubunun en az 3 üye ile temsil edilmesi prensibi ortaya konularak siyasi parti gruplarına parlamentoda temsil ettikleri güçleri oranında paylaştırıldı. Böylece AK Parti'ye 21, CHP Grubu'na 10, DEM Parti ile MHP Gruplarına 4'er, İYİ Parti ve Yeni Yol Partisi gruplarına da 3'er üyelik düşmüştür. Bu doğrultuda 25 Temmuz 2025 tarihinde, 6 siyasi parti grubuna ve TBMM'de temsil edilen ancak grubu bulunmayan 6 siyasi partiye üye bildirmeleri için yazı yazıldı. Yazımızın sonucunda 5 siyasi parti grubu ile grubu bulunmayan 6 siyasi parti, üyelerini başkanlığımıza bildirdi. İYİ Parti ise Komisyon'a üye vermeyeceğine dair yazısını 1 Ağustos 2025 tarihinde Başkanlığımıza göndermiştir. İYİ Parti ile bir kez daha şifahi olarak yapılan görüşmede, Komisyon'a üye vermeyecekleri kesin bir şekilde anlaşılmıştır. Bunun üzerine siyasi parti gruplarıyla yapılan istişareler neticesinde boş bulunan 3 üyeliğin siyasi parti gruplarının mevcut üye oranlarına göre dağıtılmasına karar verilmiştir. Bu doğrultuda siyasi parti gruplarının komisyona verecekleri üyeliklerin sayısı, mevcut üye oranlarına göre yeniden hesaplanmış olup, buna göre AK Parti, CHP ve DEM gruplarına birer ilave üyelik düşmüştür. Bu üyeliklerin tamamlanması hususunda siyasi parti grupları ile yapılan yazışmalar sonucunda komisyonumuza üye olarak bildirilen AK Parti Denizli Milletvekili Cahit Özkan, CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat Komisyon çalışmalarına başlamıştır. Kendilerine bir kere daha Komisyon'umuza hoş geldiniz diyoruz. Çalışmalarında başarılar diliyoruz. " Kurtulmuş, bugünkü toplantıda üyelerin komisyon çalışmalarına dair önerilerini dinleyeceklerini söyledi. AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ GÜL: ASLA TAVİZ VERMEYECEĞİZ AK Parti Grup Başkanvekili ve Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül, "Terörsüz Türkiye hedefimiz yalnızca silahların susması değil, terörün tüm unsurlarıyla ortadan kalkması, tüm yapılarıyla silahlarını bırakmasıdır. Bölgemizin barış ve güvenlik içerisinde geleceğe yürümesi için bu hedefimizden asla taviz vermeyeceğiz. Bunu yaparken aziz şehitlerimizin ruhunu, gazilerimizi, onların kıymetli ailelerini incitecek hiçbir tutuma ve davranışa girmeyeceğiz. Bu nedenle komisyonumuzda da yine şehit ailelerimizin, gazilerimizin ve onların yakınlarının dinlenilmesi hususu, başkanımızın takdirindedir." dedi. Toplantıda konuşan Abdulhamit Gül, Türkiye'nin tam olarak terörden arınması için önerilerini kamuoyuyla paylaştıklarını, meselenin güvenlik meselesi olmaktan öte milletin geleceğine, birliğine ve beraberliğine yönelik bir mesele olduğunu ifade etti. Süreci ideolojik hesaplara, kısa vadeli siyasi çıkarlara kurban etmemelerinin çok kıymetli olduğunu belirten Gül, tüm bu çalışmalarla kazananın 86 milyon olacağını söyledi. Gül, Kürtlerin, Alevilerin, bu ülkede yaşayan dindarların, öteki olarak hep itilmiş, parantez içine alınmış tüm kesimlerin sesi olmaya, onların önündeki engelleri kaldırmaya gayret ettiklerini ve edeceklerini belirterek, diyalog ve uzlaşıyla bu süreci yürüteceklerini ifade etti. Hedefin en önemli sac ayaklarından birisinin siyasal anlamda ortaklaşma ve ortak paydada buluşmak olduğuna inandıklarını söyleyen Gül, şöyle konuştu: "Bu mesele 86 milyonun meselesidir. TBMM, demokratik meşruiyet ve temsiliyet anlamında yüzde 98'i temsil eden bir milli iradenin merkezinde bu konunun ortaklaşması gerektiğine inanarak bu masada bulunduk. Bir kanun çalışması yapılacak, Meclis'ten bir kanunu geçirmekten öte, Cumhur ittifakının bir kanun çalışması değil, burada CHP'nin, iktidarın ve muhalefetin bu meselede ortak bir çerçeveyi çizmesinin çok değerli olduğuna inanıyoruz. O yüzden tüm bu çerçevede, bu demokratik temsiliyet ve meşruiyeti ana eksen olarak kabul ederek, bu yaklaşımlarımızı sürdüreceğiz." Terörün sona ermesinin bir partinin değil, 86 milyonun ortak beklentisi olduğunu belirten Gül, tüm önerilerin kıymetli olduğunu söyledi. Komisyonun bir Anayasa yapım komisyonu olmadığını belirten Gül, şunları kaydetti: "Bir adalet komisyonu da değildir. Burada ortaklaşarak bir çalışmayı, yol haritasını belirlemek istiyoruz. Terörden arınmış bir Türkiye için atılması gereken adımların tespiti, kanun anlamında hangi kanunlara temas edilmesi gerekiyorsa, bunları hep beraber dinleyeceğimiz akademisyenlerle, terör konusunu çalışmışlarla, partilerdeki müktesabatla bir çerçevesinin çizilmesi gerektiğini ve çizileceğine inanıyorum. Türkiye'nin 50 yıllık terör sorununun sona ermesi hususundaki bir meseleye şu anda yoğunlaşmış durumdayız. Taleplerin somut adımlarla ilerlemesini çok kıymetli buluyoruz. Terörsüz Türkiye anlayışımızın yalnızca terör örgütünün silahları bırakmakla yetinmeyip aynı zamanda tüm illegal yapılanmalara bağlı örgütlerin de kendilerini feshetmesi çok önemlidir. Ne adı altında olursa olsun, tüm bu yapıların tamamen ortadan kaldırılması elzemdir, zorunludur. Bu gerçek yalnızca ülkemizin huzuru değil, bölgemizin istikrarının kalıcı bir biçimde tesis edilmesi açısından şarttır. Suriye'de terörün farklı model ve adlar altında varlığını sürdürme çabası da dikkatle takip edilen bir konudur. Gelişmeleri bahane ederek bazı çevrelerin süreci zamana yaymaya ya da farklı mecralara çekmesine de asla izin vermeyeceğiz. Terörsüz Türkiye hedefimiz, yalnızca silahların susması değil, terörün tüm unsurlarıyla ortadan kalkması, tüm yapılarıyla silahlarını bırakmasıdır. Bölgemizin barış ve güvenlik içerisinde geleceğe yürümesi için bu hedefimizden asla taviz vermeyeceğiz. Bunu yaparken aziz şehitlerimizin ruhunu, gazilerimizi, onların kıymetli ailelerini incitecek hiçbir tutuma ve davranışa girmeyeceğiz. Bu nedenle komisyonumuzda da yine şehit ailelerimizin, gazilerimizin ve onların yakınlarının dinlenilmesi hususu, başkanımızın takdirindedir." AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, terörsüz Türkiye sürecinde uluslararası örneklerden de yararlanılmasının faydalı olacağını söyledi. Türkiye'nin 40 yılı aşan terörle mücadele tecrübesinden elde ettiği birikimlerle gerçekleştirilecek özgün bir modelle başarılı bir sonuca ulaşılacağına inandığını belirten Yüksel, hedef doğrultusunda güvenlik tedbirlerine ek olarak sosyal, ekonomik ve hukuki boyutların bütüncül bir yaklaşımla ele alınacağı bir yöntemi benimsediklerini ifade etti. CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ EMİR: KAYYUM UYGULAMASI KALDIRILMASI Murat Emir, Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda partisinin önerilerini paylaştı. Türkiye'de demokratikleşme ve adalet sorununu çözmek adına atılması gereken adımların "Kürt sorununu dışlamayan ancak Kürt sorunuyla sınırlı tutmayan bir bakış açısıyla" planlanması gerektiğini belirten Emir, Türkiye'nin sorunlarının birçoğunun yürürlükteki Anayasa'dan değil onun düşük standartlarının dahi uygulanmamasından ve yargıya siyasi müdahalelerden kaynaklandığını ileri sürdü. Parti içinde Ekim 2024'te Adalet ve Demokrasi Komisyonu kurduklarını hatırlatan Emir, burada yürüttükleri çalışmayla hazırlanan 29 maddelik demokratikleşme paketini Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na sunduklarını söyledi. Emir, Komisyon'un yeni bir anayasa çalışması yapmayacağına yönelik açıklamalarının memnuniyet verici olduğunu ifade ederek, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsanlıkları Mahkemesi kararlarının eksiksiz uygulanması, toplumsal barışın inşası ve ifade özgürlüğü bağlamında da terör örgütünün silah bırakması ve kendini fesih sürecini başlatmasının toplumsal barış için önemli olduğunu dile getirdi. "Kürt sorununun" sadece güvenlik politikası ve terörle mücadele düzenlemeleri ele alınarak çözülemediğine işaret eden Emir, "Türkiye'de Kürt sorununun çözümü gerçek bir demokrasinin inşasından bağımsız düşünülemez." dedi. Kayyum uygulamasını, "tüm seçilmişlerin meşruiyetini sağlayan sandığı ve halk iradesini yok saymak, Cumhuriyet'in taşıyıcı kolonlarını kesmek" olarak tanımlayan Emir, belediyelere kayyum atanmasına ilişkin "olağanüstü hal kalıntısı" yasal düzenlemenin derhal yürürlükten kaldırılmasını istedi. DEM PARTİ: TARİHİ SÜREÇTE DERDE DERMAN ARIYORUZ DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, "Bugün, gerçek anlamda Türkiye'nin iç barışını ve Türkiye'nin iç barışıyla da beraber bölge barışını kurmaya ihtiyacımız var. Bunu siyaset üstü, siyasi çıkar üstü görmezsek yarın, öbür gün olabilecek her türlü olumsuzluğun vebalini, sorumluluğunu hep beraber almış oluruz." dedi. Koçyiğit, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda partisinin Komisyonun gündemine ilişkin önerilerini dile getirdi. Tarihi bir süreçte, tarihi bir iş yaptıklarını söyleyen Koçyiğit, derde derman aramaya çalıştıklarını belirtti. Komisyonun, "Türkiye'nin demokrasi açığını kapatmak, kendi sorunlarını demokratik, barışçıl yollardan, diyalog ve müzakere yoluyla çözmesi" açısından önemli olduğuna değinen Koçyiğit, öncelikleri tespit etmemeleri halinde Komisyonun başarılı olma şansı bulunmadığını öne sürdü. Koçyiğit, "Bu Komisyon, her şeyi konuşamaz, her sorunu çözemez, her açığı kapatamaz ama bu Komisyon gerçek anlamda Kürt sorununun demokratik çözümünde yol alabilirse, bir zemini açığa çıkarabilirse, bu sürecin toplumsallaşmasına yol açabilirse çok önemli bir eşiği daha atlamış oluruz." dedi. Yeni bir sözün söylenmesi, yeni bir yolun inşa edilmesi, bu yolun da hep birlikte inşa edilmesi gerektiğini dile getiren Koçyiğit, "DEM Parti vekili olarak değil, 86 milyon yurttaşın barışı, ortak yaşamı, ortak geleceği ve demokrasi için bu kapıdan giren bir anlayışa ihtiyacımız var." diye konuştu. Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyada yaşanan savaşların olduğunu hatırlatan Koçyiğit, şunları kaydetti: "Bugün, gerçek anlamda Türkiye'nin iç barışını ve Türkiye'nin iç barışıyla da beraber bölge barışını kurmaya ihtiyacımız var. Bunu siyaset üstü, siyasi çıkar üstü görmezsek yarın, öbür gün olabilecek her türlü olumsuzluğun vebalini, sorumluluğunu hep beraber almış oluruz. O nedenle ben bir yöntem tartışmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Burada bir öncelik sıralaması yapmak zorundayız. 'Önceliğimiz ne olacak?' sorusuna doğru yanıt verildiğinde, yol haritamızı, çalışma takvimimizi de ona göre belirleriz. Bir yöntem tartışmasına ihtiyaç var, STK'lerin dinlenmesi gündemi vardı, bu konuda da bir yönteme ihtiyacımız var. Demokratik katılım acısından STK'lerin dinlenmesi çok önemli, çok elzem, bunları dinleyelim ama burada da bir metodolojiye ihtiyaç var. Hepimizin 200 kurum ve kişi listesi verdiği yerde bunu dinlemek sonsuz uzunluğa yol açabilir. Onun için bir takvim belirleyelim, 'Bir hafta mı, 10 gün mü, 5 gün üst üste mi çalışacağız' bütün kurumlarımızı, arkadaşlarımızı, kişileri hep beraber dinleyelim. Alt komisyonlar kuralım, bazılarını biz gidip dinleyelim. Bu sürecin toplumsallaşması lazım, biz yerelde gidip toplantı alabiliriz. Böylece de süreci toplumsallaştırmış oluruz. Ne yapmaya çalışıyoruz? Bu Komisyon ne yapıyor? Meclis ne için mücadele ediyor? Elini hangi taşın altına koyduğunu hep beraber anlatabiliriz." Koçyiğit, Komisyonun "Terörsüz Türkiye" hedefine ilişkin yasal mevzuat tartışmasını yapması ve bunu da olabilecek en demokratik ve geniş haliyle hayata geçirmesi gerektiğini ifade etti. Komisyonun çalışma sistematiğinin ortaya konulması gerektiğini ifade eden Koçyiğit, 1 Ekim'e kadar ne yapılacağının, hangi yasal mevzuatlarının tartışılacağının belirlenmesi gerektiğini söyledi. Komisyonda yasal düzenlemelere ilişkin milletvekillerinin verdiği önerileri hatırlatan Koçyiğit, "Hızla bunları konuşalım, tartışalım, ortaklaşalım ve ilgili yasa taslaklarımızı da ilgili ihtisas komisyonlarına 1 Ekim'e yetişmek üzere de gönderelim." sözlerini sarf etti.