41,7187$% 0,25
48,3978€% 0,46
55,7987£% 0,25
5.438,20%1,82
4.058,44%1,86
10.756,27%-0,53
Meme kanserinin yalnızca kadınlarda değil, erkeklerde de görülebileceğini belirten Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yakup Çil, erken tanının her iki cinsiyet için de hayati önem taşıdığını söyledi.
Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olduğunu dile getiren Prof. Dr. Çil, “Tüm hayatı boyunca ortalama dokuz kadından biri bu hastalığa yakalanabiliyor. Erken tanı ve hızlı tedavi, normal bir yaşam sürebilmek için elzemdir. Teknolojik gelişmeler sayesinde erken tanı konulması kolaylaşmaktadır. Genetik analizler ve risk faktörlerinin belirlenmesi sayesinde önleyici meme ameliyatları da yapılabiliyor” diye konuştu.
Meme kanserinin erken teşhisinde kişinin kendi vücudunu tanımasının büyük rol oynadığını belirten Çil, “Kadın veya erkek fark etmeksizin herkes, memesinde ya da koltuk altı bölgesinde oluşan değişiklikleri fark edebilmek için düzenli olarak kendi kendine muayene yapmalıdır. Küçük bir kitle bile fark edildiğinde vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır” dedi.
Erken tanı konulan hastalarda ilk olarak çıkarılan meme dokusunun patolojik incelemeye gönderildiğini aktaran Prof. Dr. Çil, “Patoloji ve radyoloji sonuçlarına göre cerrah, gerek görürse önleyici cerrahi uygulayabilir. Meme dokusu alınan hastalarda estetik olarak da çok başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. Tedavi sadece cerrahiyle sınırlı değildir. Onkoloji ve radyoterapi uzmanlarının da yer aldığı çok yönlü bir tedavi planı ile hastalığın tekrarlama riski en aza indirilebilir” şeklinde konuştu.
Meme kanserinin erkeklerde de görülebildiğini hatırlatan Prof. Dr. Çil, şu uyarılarda bulundu: “Toplumda meme kanseri çoğunlukla kadın hastalığı olarak bilinir. Ancak erkeklerde de bu hastalık görülebilir. Ne yazık ki erkeklerde fark edilmesi genellikle daha geç olduğu için hastalık daha ileri evrede tanı alır. Bu da tedavi sürecini zorlaştırır. Bu nedenle erkeklerin de memede kitle, çekilme veya akıntı gibi değişiklikleri ciddiye alması gerekir.”
Meme dokusu alınan kişilerde bile kanser riskinin tamamen ortadan kalkmadığını söyleyen Prof. Dr. Çil, “Her iki meme dokusu çıkarılsa bile meme üzerindeki cilt dokusu da memenin bir parçasıdır. Dolayısıyla risk çok azalsa da sıfır değildir” açıklamasında bulundu.
Gelişen laboratuvar ve genetik analiz teknikleriyle erken tanı şansının arttığını vurgulayan Prof. Dr. Çil, “Erken fark edilen meme kanseri, doğru tedaviyle tamamen kontrol altına alınabilir. Kadınlar kadar erkeklerin de bu konuda bilinçli olması gerekir” dedi.
Bakan Memişoğlu: Türkiye’de kilosu ideal olan insan sayısı yüzde 30, bu konuyla ilgili bilimsel çalışma yapacağız