41,9749$% 0,24
48,8126€% 0,44
55,9441£% 0,24
5.433,36%-2,01
4.030,25%-1,98
10.924,66%-0,16
02:00
Deprem uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, İstanbul açıklarında meydana gelen 3.7 büyüklüğündeki depremin korkulacak bir durum oluşturmadığını belirtti. Üşümezsoy, Karadeniz’in tektonik olarak sakin bir bölge olduğunu vurgularken, asıl riskin Manisa’dan Denizli’ye uzanan Ege hattında bulunduğunu söyledi.
CNN Türk’e değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Karadeniz açıklarında meydana gelen 3.7 büyüklüğündeki depremin oldukça küçük olduğunu ifade etti. “Bu deprem belki bir sismik yansıma bile olabilir. Yaklaşık 500 metre çapında bir alanın yırtılması söz konusu” diyen Üşümezsoy, geçmişte Zonguldak açıklarında 5’in üzerinde depremler yaşandığını da hatırlattı.
Depremin Istranca Dağları’nın kuzeyindeki Sredna Gora çukur bölgesinde meydana geldiğini belirten Üşümezsoy, “Bölge tektonik olarak çok aktif değil. Dolayısıyla burada büyük bir deprem beklemiyoruz” şeklinde konuştu.
Karadeniz’in deprem açısından “rahat” bir bölge olduğunu yineleyen Üşümezsoy, “Karadeniz’in açılma dönemi çok eskiye dayanıyor. O dönem artık sona erdi. Şimdi çok aktif bir bölge değil ama kıyılarda zaman zaman ters faylar üzerinde 5 ila 5.5 büyüklüğünde depremler yaşanabilir. Ancak bunlar büyük depremler kategorisinde değerlendirilmiyor” ifadelerini kullandı.
Deprem riskine ilişkin en dikkat çeken açıklamasını Ege için yapan Üşümezsoy, “Manisa’dan başlayıp Denizli’ye kadar uzanan bölge, Ege’nin aktif tektoniğinin merkezinde yer alıyor. Alaşehir, Buldan hattı tarih boyunca önemli sarsıntılar yaşamış bölgeler. İncil’de geçen yedi kutsal kilisenin depremle yıkıldığı yerler de burasıdır” dedi.
Simav hattındaki hareketliliğe de değinen Üşümezsoy, bölgedeki depremlerin büyük tehlike oluşturmadığını, daha çok sıcak su hareketleriyle oluşan ‘deprem fırtınaları’ şeklinde değerlendirilebileceğini söyledi.
Trakya bölgesine ilişkin soruları da yanıtlayan Üşümezsoy, “Edirne ve Kırklareli, yaşlı bir Trakya havzasıdır. Dolayısıyla risk haritasında ‘yeşil’ yani düşük riskli bölgeler arasında yer alıyor. Karadeniz’deki fay hareketleri bu durumu değiştirmez” diye konuştu.
Son dönemde depremlerin sıklaştığı yönündeki iddiaları da değerlendiren Üşümezsoy, artışın teknik nedenlere bağlı olduğunu vurguladı: “Artan iletişim imkânları ve gelişen sismik ağlar sayesinde artık çok küçük sarsıntılar bile kayda geçiyor. Bu, deprem aktivitesinin arttığı anlamına gelmez.”
Karadeniz’deki son sarsıntının Kuzey Anadolu Fayı’yla ilgisinin bulunmadığını belirten Üşümezsoy, “Endişe edecek bir durum yok” diyerek sözlerini noktaladı.
Kaynak: Haberler.com / Yaşam
Avlanmak isterken oğlunu öldürdü
1
Olay iddia: Louvre Müzesi’ndeki değerli mücevherler Fransa Merkez Bankası’na taşındı
398 kez okundu
2
Bir çaya o kadar para verince, kalanları yanında götürdü
285 kez okundu
3
İhale sonuçlandı, işte polislerin alacağı promosyon miktarı
270 kez okundu
4
Kırmızı bültenle aranan 9 suçlu Türkiye’ye getirildi
263 kez okundu
5
Siber Güvenlik Başkanlığına Ümit Önal atandı
252 kez okundu