42,0728$% 0,27
48,4721€% 0,48
55,2921£% 0,28
5.411,28%-0,18
4.001,51%-0,20
11.060,39%0,81
02:00
Adana’da 6 Şubat depremlerinde yıkılarak 40 kişinin yaşamını yitirdiği Sami Bey Apartmanı davasının firari sanığı Eda Aybaba Çelik, mahkemeye gönderdiği savunma dilekçesinde, binanın inşasından babası Abdullah Aybaba’nın sorumlu olduğunu ve İngiltere’deki yerleşik düzeni nedeniyle Türkiye’ye gelmesinin mümkün olmadığını belirtti. Duruşmada, müşteki avukatları firari sanıkların yakalanmasını ve cezalandırılmasını talep ederken, sanık avukatları tutuklamaya yönelik yakalama emrinin kaldırılmasını istedi. Mahkeme heyeti ise yakalama emrinin kaldırılması ve tutuklamama güvencesi verilmesi taleplerini reddetti.
Adana’nın Çukurova ilçesi Güzelyalı Mahallesi’nde 6 Şubat depremlerinde yıkılan Sami Bey Apartmanı’nda 40 kişi yaşamını yitirdi, 2 kişi yaralandı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, binanın müteahhitleri Abdullah Aybaba ile kızı Eda Aybaba Çelik hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Ayrıca, apartmanın yıkılmasına ilişkin Seyhan Belediyesi eski İmar Müdürü Alim Erdoğan ve eski Harita Kadastro Teknikeri Sunay Meydan hakkında da aynı suçtan bir dava açıldı. Her iki dava dosyası daha sonra birleştirildi.
İkisi firari müteahhit, ikisi tutuksuz olmak üzere dört sanığın yargılanmasına Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi; duruşmaya tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı. Mahkemede, sanıklar Abdullah Aybaba ve Eda Aybaba Çelik hakkında çıkarılan kırmızı bültenli yakalama emrinin henüz infaz edilemediği belirtildi.
Firari sanık Eda Aybaba Çelik, mahkemeye gönderdiği savunma dilekçesinde, hakkında çıkarılan yakalama emri ve kırmızı bülten kararına itiraz etti. Çelik, 2017 yılından bu yana İngiltere’de yasal olarak ikamet ettiğini, bu nedenle firari değil, yurt dışında mukim bir sanık olduğunu belirtti. Hakkında “kuvvetli suç şüphesi” bulunmadığını savunan Eda Aybaba Çelik, binanın inşasından babası Abdullah Aybaba’nın sorumlu olduğunu belirtti. Çelik, “Şahsımın dosyayla ilişkilendirilmesine neden olan söz konusu hisse payı devri, benim bilgim, rızam, talebim ve herhangi bir katılımım olmaksızın, bizzat babamın tek taraflı, hukuksuz ve keyfi tasarrufu ile gerçekleştirilmiş bir işlemdir. Şahsımın iradesi dışında yapılan bu devir işlemi hukuken yok hükmündedir” dedi. İngiltere’deki yerleşik düzeni nedeniyle Türkiye’ye gelmesinin mümkün olmadığını ifade eden Çelik, savunmasının Londra Başkonsolosluğu aracılığıyla SEGBİS sistemiyle alınmasını talep etti.
Müşteki avukatı Hasan Murt, sanık Eda Aybaba Çelik’in savunmasını kabul etmediklerini belirterek, “Şirketin kuruluşu ve sonraki süreçte gerekli başvurular yapılmıştır. Ancak sanık, olaydan sonra cezadan kurtulmak amacıyla sorumluluğu olmadığını iddia etmektedir. Her iki sanığın da cezalandırılmasını istiyoruz” dedi.
Müşteki avukatı Dudu Büşra Maksutoğlu ise sanık Abdullah Aybaba’nın depremin ertesi günü saat 18.30’da İstanbul Havalimanı’ndan yurt dışına çıktığını belirterek, “Bu şahıs, müteahhidi olduğu binanın yıkılmasının ardından kaçmış, bu da suçluluk durumunu açıkça ortaya koymuştur. Sanık Eda Çelik’in savunma içeriklerini de kabul etmiyoruz. Baba-kız olan her iki sanığın cezalandırılmalarını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Sanık Abdullah Aybaba’nın avukatı, müvekkilinin birçok inşaat yaptığını ancak yalnızca Sami Bey Apartmanı’nın yıkıldığını belirterek, binada ruhsata aykırı bir işlem yapılıp yapılmadığının araştırılmasını ve tutuklamaya yönelik yakalama emrinin kaldırılarak savunmaya yönelik yakalama emri çıkarılmasını talep etti. Sanık Eda Aybaba Çelik’in avukatı ise müvekkilinin İngiltere’den görüntülü ya da istinabe yoluyla ifadesinin alınmasını ve yakalama emrinin kaldırılmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, sanıklar Abdullah Aybaba ve Eda Aybaba Çelik hakkında çıkarılan kırmızı bültenli yakalama emrinin infazının beklenilmesine ve akıbetleriyle ilgili yazı yazılmasına karar verdi. Heyet ayrıca, sanıklar hakkındaki tutuklamaya yönelik yakalama emrinin kaldırılması ve tutuklamama güvencesi verilmesi taleplerini bu aşamada reddetti.
Mahkeme, İngiltere ile Türkiye arasında adli yardım anlaşması bulunup bulunmadığının bildirilmesi için Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne yazı yazılmasına karar verdi. Bu gerekçeyle duruşma, 26 Mart 2026’ya ertelendi.
Kaynak: ANKA / Güncel
8 aylık oğlunu da alıp kaybolan eski eşine ‘dön’ çağrısı yaptı
1
Tüm Gözler Amerikan Senatasonun Vereceği Son Kararda
42699 kez okundu
2
Tüm Gözler Amerikan Senatasonun Vereceği Son Kararda
42389 kez okundu
3
Suriye Savunma Bakanlığı, SDG’nin Halep’e terör saldırısı düzenlediğini duyurdu
3273 kez okundu
4
Cumhurbaşkanı’ndan savunma sanayiye büyük övgü!
3019 kez okundu
5
Cumhurbaşkanı’ndan savunma sanayiye büyük övgü!
2977 kez okundu