42,4509$% 0,46
49,3576€% 0,76
55,9503£% 0,59
5.550,65%-1,86
4.086,73%-1,84
10.565,74%-0,59
02:00
Peter Weir’in yönettiği 1981 yapımı ‘Gelibolu’ (Gallipoli) filmi, Mel Gibson ile Mark Lee’nin canlandırdığı genç askerlerin trajik hikâyesi üzerinden, savaş propagandası ve cehaletin bedelini çarpıcı biçimde gözler önüne serdi.
Film, Avustralyalı ve Yeni Zelandalı gençlerin, kendilerine; “Batı’daki insanlık düşmanı barbarlar” olarak tanıtılan Türklere karşı savaşmak üzere askere yazılma çağrılarıyla başlayan aldatılmışlığını gözler önüne serdi.
Cepheye ulaştıklarında esir düşmüş bir Türk askerini gördüklerinde verdikleri tepki, filmin ve tüm insanlık tarihinin en etkileyici anlarından biriydi; “Bana o kadar da korkunç gelmedi.”
Bu an, düşmanın şeytanlaştırılmasıyla yaratılan yanılsamanın yıkıldığı, ortak insanlık bağının fark edildiği vicdani bir dönüm noktasıydı. Esirin sadece kendi topraklarını savunan biri olduğunu öğrenmeleriyle yaşanan; “Bizim burada ne işimiz var?” sorgulaması, tüm savaşların altında yatan temel ahlaki krizi özetledi.
‘Gallipoli’deki sahnede de yansıtıldığı gibi, iletişimin kısıtlı olduğu dönemlerde insanlar, yabancı milletler ve kültürler hakkında önyargılı ve eksik bilgiye sahipti. Cehalet, nefreti besleyen en büyük kaynaktı.
İletişimin gelişmesi, ulaşım şartlarının yaygınlaşması ve hızlanması, insanlardaki doğal merak etme güdüsü ve gezme arzusunu tetikleyerek turizmin yaygınlaşmasına neden oldu. Böylelikle insanlar, yabancı milletler ve kültürler hakkındaki ön yargıdan arınmaya ve doğru bilgilerle donanmaya başladı.
Turizm, sadece ekonomik bir faaliyet değil, aynı zamanda kültürel bir elçilik görevi üstlendi. İnsanların başka ülkelerdeki hayatları ve kültürleri birinci elden deneyimlemesi, ‘Öteki’ algısını kırarak, ‘Yaşam hakkı’ ve ‘İnsanlığın ortak değerleri’ başlıklarında küresel bir kamuoyu bilincinin artmasına neden oldu. Artan bu bilinç ve karşılıklı anlayış, dünya barışına büyük bir katkı sağladı.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü tarafından açıklanan 2024’e ilişkin verilere göre; uluslararası turist sayısı 1 milyar 445 milyona ulaştı. (Dünya nüfusunun; % 18’i)
♦ Avrupa… 747 milyon
♦ Asya – Pasifik… 316 milyon
♦ Amerika Kıtası… 213 milyon
♦ Orta Doğu… 95 milyon
♦ Afrika… 74 milyon
* 2024’te açıklanan uluslararası turizm gelirleri; 1 trilyon 600 milyar dolar.
* 1975’te uluslararası turist sayısı; 222 milyon 300 bindi. Son 50 yıldaki artış; % 550 olarak gerçekleşti.
1975’teki uluslararası turist sayısı, dünya nüfusunun % 5’i idi. Son 50 yılda yüzdelik artış; 13 oldu.
Turizm kültürünün bu yaygınlaşmasından önce; ‘Yaşam hakkı’ ve ‘İnsanlığın ortak değerleri’ başlığındaki kamuoyu bilincini artıran en önemli uluslararası unsur, UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) oldu.
UNESCO, eğitim, bilim ve kültür yoluyla küresel diyaloğu teşvik ederek, farklılıkların bir tehdit değil, bir zenginlik olduğunu dünya kamuoyuna sistematik olarak işliyor. ‘Dünya Mirası Listesi’ gibi girişimleri, farklı ulusların kültürel ve doğal varlıklarını insanlığın ortak mirası ilan ederek, bu varlıklar üzerindeki koruma bilincini ve sahiplenme duygusunu evrenselleştiriyor.
Aslında turizmin küresel çapta yaygınlaşmasında da UNESCO’nun rolü yadsınamaz. UNESCO, koruma altına aldığı ve uluslararası alanda görünür kıldığı miras alanlarıyla, insanları bu ortak değerleri keşfetmeye ve ziyaret etmeye yönlendiriyor.
UNESCO’nun küresel çabaları ve yaygınlaşan turizm kültürüyle, barışçıl bir bilgi edinme olanağı doğdu. Bu ortak çaba, dünyayı daha anlayışlı ve barışçıl bir yer yapma yolundaki en büyük güvencemiz.
1 Eylül 1939’da başlayıp, 2 Eylül 1945’te sona eren II. Dünya Savaşı’nda asker ve sivil olmak üzere dünya nüfusunun yaklaşık % 3’ü hayatını kaybetti.
AA
Büyük yıkıma neden olan II. Dünya Savaşı’ndan sonra kalıcı bir barışın ancak entelektüel ve ahlaki dayanışma ile kurulabileceği inancıyla 16 Kasım 1945’te 44 ülke, İngiltere’nin başkenti Londra’da UNESCO’yu (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) kurdu.
Eğitim, bilim, kültür ve iletişim aracılığıyla uluslararası iş birliğini teşvik etmek suretiyle barış ve güvenliğe katkıda bulunmayı amaçlayan UNESCO, bugün 80’inci yılını kutluyor.
“Savaşlar, insanların zihinlerinde başlar. Bu nedenle barışın savunması da insanların zihinlerinde inşa edilmelidir.”
Barışın sürekliliği adına kurulan UNESCO, 80 yılda ayrıca insanoğlunun kültürel, doğal ve kültürel / doğal (Karma) olmak üzere sayısız ortak mirasının korunarak yeni nesillere aktarılmasında önemli rol oynadı.
Mısır'ın eski turizm bakanı Khaled El-Enany, geçtiğimiz ay UNESCO'unu yeni şefi seçildi.
UNESCO, kurucu felsefesini, barışın sadece ekonomik ve siyasi anlaşmalarla sağlanamayacağı, ancak insanlığın entelektüel ve ahlaki dayanışmasıyla kök salabileceği ilkesi üzerine inşa etti. Örgüt, ‘Yaşam Hakkı’ ve ‘İnsanlığın Ortak Değerleri’ başlıkları altında, savaşlara yol açan nefret, cehalet ve ötekileştirme zincirini kırmayı hedefledi.
UNESCO’nun en bilinen işlevleri arasında, ‘Dünya Mirası Listesi’ bulunuyor. Bu liste, olağanüstü evrensel değere sahip kültürel ve doğal varlıkların (antik kentler, anıtlar, doğal alanlar gibi) belirlenmesini, korunmasını, tanıtılmasını ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlıyor. İnsanlığın en değerli varlıkları olan; bilgiyi, kültürü ve doğal güzellikleri koruma altına alarak mirasların tüm insanlığın ortak ürünü olduğu bilincini güçlendirmesiyle barışa hizmet ediyor.
♦ Eğitim… Herkes için nitelikli eğitimi teşvik ediyor. Sürdürülebilir kalkınma için eğitim hedeflerine ulaşılmasında kilit rol oynuyor.
♦ Bilimsel İş Birliği… Uluslararası bilimsel iş birliğini destekleyerek; su, iklim değişikliği gibi çevresel sorunlar için çözümler üretilmesine katkıda bulunuyor.
♦ Somut Olmayan Kültürel Miras… Somut kültürel mirasın yanı sıra, danslar, geleneksel el sanatları, sözlü gelenekler gibi somut olmayan kültürel mirasın korunmasına yönelik sözleşmeler ve listeler oluşturarak kültürel çeşitliliğin sürdürülmesini sağlıyor.
♦ İletişim ve Bilgi… Basın özgürlüğünü, gazeteciliğin güvenilirliğini ve bilgiye evrensel erişimi teşvik ederek demokratik toplumların gelişimine destek oluyor.
Kuruluş sözleşmesine 1946’da taraf olan Türkiye, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki 22 ‘Dünya Mirası’ ile 15’inci sırada yer alıyor.
♦ Göreme Milli Parkı ve Kapadokya Kaya Sit Alanları
♦ Divriği Ulu Camii ve Hastanesi
♦ İstanbul’un Tarihi Alanları
♦ Hattuşa: Hitit Başkenti
♦ Nemrut Dağı
♦ Hierapolis – Pamukkale
♦ Xanthos-Letoon
♦ Safranbolu
♦ Troya Arkeolojik Alanı
♦ Selimiye Camii ve Külliyesi
♦ Çatalhöyük Neolitik Alanı
♦ Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı’nın Doğuşu
♦ Bergama ve Çok Katmanlı Kültürel Peyzajı
♦ Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı
♦ Efes Antik Kenti
♦ Ani Harabeleri
♦ Aphrodisias
♦ Göbekli Tepe
♦ Arslantepe Arkeolojik Sit Alanı
♦ Gordion
♦ Anadolu’da Ahşap Çatılı ve Ahşap Sütunlu Camiler
♦ Sardes Antik Kenti ve Bin Tepe Lidya Tümülüsleri
Sardes Antik Kenti ve Bin Tepe Lidya Tümülüsleri, 2025'te UNESCO Dünya Mirası olarak kabul edildi.
UNESCO ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki iş birliğini koordine etmek amacıyla UNESCO Türkiye Millî Komisyonu (UTMK) 1946’da kuruldu. Komisyonun ilk toplantısı, 25 Mayıs 1949’da gerçekleştirildi.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde en çok İtalya’nın ‘Dünya Mirası’ yer alıyor.
♦ İtalya… 59
♦ Çin… 57
♦ Fransa… 53
♦ Almanya… 52
♦ İspanya… 50
♦ Hindistan… 42
♦ Meksika… 35
♦ Birleşik Krallık… 34
♦ Rusya Federasyonu… 32
♦ İran… 27
İtalya'nın başkenti Roma'da bulunan Collesium, M.S 80'de tamamlandı.
Türkiye, ‘Olağanüstü Evrensel Değer’ özelliği taşıyan daha birçok kültürel, doğal ve karma ‘Dünya Mirası’na sahip. Türkiye’nin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde; kültürel, doğal ve karma sınıfında 79 miras yer alıyor. Bu mirasların ana listeye alınmaları için yoğun bir çalışma yürütülüyor. Ana listeye alınması için ilk adımda; 3 miras öncelikli durumda…
♦ Sümela Manastırı (Trabzon)… Meryem Ana adına yüksek bir dağın yamacına inşa edilen manastır, hem mimari dehası hem de Hristiyanlık tarihi açısından büyük öneme sahip.
♦ Konya Selçuklu Başkenti (Konya)… Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti olan Konya, Selçuklu mimarisinin ve sanatının en önemli örneklerini barındırıyor.
♦ St. Pierre Kilisesi (Hatay)… Hristiyanlığın ilk kiliselerinden biri olarak kabul ediliyor. Tarihsel olarak ‘Hristiyan’ adının ilk kez kullanıldığı yer olarak biliniyor.
Türkiye’nin UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listeleri’nde ise 31 unsuru bulunuyor. Bunlardan 28’u ‘Temsilî Liste’de üçü ise ‘Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alıyor.
Türkiye, 7 Kasım’da UNESCO Yürütme Kurulu üyeliğine 2025 – 2029 dönemi için bir kere daha seçildi. Dışişleri Bakanlığı’ndan, Türkiye’nin UNESCO Yürütme Kurulu üyeliğine yeniden seçilmesi hakkında yazılı bir açıklama yapıldı.
Açıklamada, Türkiye’nin Özbekistan’da devam eden UNESCO 43. Genel Konferansı kapsamında bugün düzenlenen seçimlerde, UNESCO Yürütme Kurulu üyeliğine 2025-2029 dönemi için seçildiği kaydedildi. Türkiye’nin 2017 – 2021 ve 2021 – 2025 dönemlerinin ardından üçüncü kez üst üste bu görevi üstleneceği belirtilen açıklamada, “UNESCO’nun kurucu üyelerinden biri olan Türkiye, Teşkilatın hedef, misyon ve ideallerinin gerçekleştirilmesine ve insanlığın ortak değerlerinin korunmasına yönelik uluslararası iş birliğine, Yürütme Kurulundaki yeni döneminde de katkı sağlamayı sürdürecektir” ifadeleri kullanıldı.
UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı Programı, çeşitli bölgelerden, farklı gelir seviyeleri, kapasite ve nüfusa sahip şehirleri yaratıcı endüstriler alanında çalışmak üzere bir araya getiren bir girişim. Bu programda Türkiye’den 8 şehir bulunuyor.
♦ İstanbul… Tasarım
♦ Afyonkarahisar… Gastronomi
♦ Gaziantep… Gastronomi
♦ Hatay… Gastronomi
♦ Kütahya… Zanaat ve Halk Sanatları
♦ Bursa… Zanaat ve Halk Sanatları
♦ Kırşehir… Müzik
♦ Şanlıurfa… Müzik
Bir saniye için bir ömür kaybedilmesin Haberi Görüntüle
Ahu Yağtu sevgilisi Bora Cengiz ile ilk kez görüntülendi
1
Tüm Gözler Amerikan Senatasonun Vereceği Son Kararda
42846 kez okundu
2
Tüm Gözler Amerikan Senatasonun Vereceği Son Kararda
42535 kez okundu
3
Suriye Savunma Bakanlığı, SDG’nin Halep’e terör saldırısı düzenlediğini duyurdu
3423 kez okundu
4
Cumhurbaşkanı’ndan savunma sanayiye büyük övgü!
3163 kez okundu
5
Cumhurbaşkanı’ndan savunma sanayiye büyük övgü!
3124 kez okundu