42,6028$% 0.06
49,5729€% -0.06
56,7693£% -0.04
5.741,55%-0,07
4.197,59%-0,10
11.007,37%0,81
02:00
ABD’de karar alıcıların ve düşünce kuruluşlarının yakından takip ettiği RealClearWorld, Ukrayna Savaşı’nın geleceğine ilişkin yayımladığı kapsamlı analizde Türkiye’yi Karadeniz güvenlik mimarisinin “zorunlu merkezi” olarak tanımladı.
Türk dış politika uzmanı Emir Abbas Gürbüz tarafından kaleme alınan analiz, savaşın donmuş çatışma modeline sürüklenirken bölgedeki dengelerin Ankara ekseninde yeniden şekillendiğini ortaya koyuyor. Gürbüz’e göre sahadaki tablo hem Moskova’nın kesin zaferine hem de Kiev’in toprak bütünlüğünü tam olarak geri kazanmasına kapı açmıyor; bu gerçeklik Türkiye’nin stratejik ağırlığını bölge için vazgeçilmez konuma taşıyor.
Askeri değerlendirmeler cephe hattının dört yılın ardından kritik bir eşiğe dayandığını gösteriyor. Ukrayna’nın hava savunmasında dış kaynağa bağımlı hale gelmesi, Rusya’nın insan gücü ve lojistikte yaşadığı aşınma, geniş cephelerde iki tarafın da ilerleme üretememesi donmuş çatışma ihtimalinin temel nedenleri olarak aktarılıyor. Bu durum, savaşın topyekün askeri mücadeleden çıkıp diplomatik alanda şekillenecek bir döneme girdiğini gösteriyor.
Analizde yer verilen 28 maddelik ABD planı, Ukrayna’yı uzun yıllar “gri bölge” statüsünde tutacak çerçeve olarak değerlendiriliyor. Plan, Kiev’in NATO üyeliğini fiilen ortadan kaldırırken işgal altındaki bölgelerin hukuki konumunu muğlak bırakıyor. Gürbüz bu tabloyu “Kore tipi fiilî bölünme” olarak yorumluyor. Cephe hatlarının kalıcı hale gelmesi ve ateşkesin ucu açık yapısı, savaşın belirsizlik üreten ara statüyle sonuçlanacağı fikrini güçlendiriyor.
Bu yeni durum Karadeniz’de hukuki ve jeopolitik karmaşa yaratıyor. Deniz yetkilerinin kara sınırlarına göre belirlendiği sistemde, Kırım ve Azak Denizi kıyılarının fiilî durum ile hukuki statü arasında sıkışması deniz alanlarını tartışmalı hâle getiriyor. Gürbüz, bunun enerji arama faaliyetlerinden boru hatlarına, liman güvenliğinden tahıl koridoruna uzanan geniş bir risk alanı doğurduğunu aktarıyor. Bu ortamda Türkiye’nin Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni uygulamadaki istikrarı, Karadeniz güvenlik çerçevesinde ayakta duran en sabit unsur olarak öne çıkıyor.
Analizde Romanya ile Bulgaristan’ın sınırlı donanma kapasitesi vurgulanırken NATO’nun Karadeniz’de caydırıcılık oluşturmakta zorlandığı ifade ediliyor. Bu tablo Türkiye’yi askeri imkanları, diplomatik temas kanalları ve coğrafi konumu nedeniyle bölgenin tek işleyen denge mekanizmasına dönüştürüyor. Gürbüz’e göre ittifak içinde Türkiye’nin yerini doldurabilecek başka bir aktör bulunmuyor.
Analizin omurgasını oluşturan en dikkat çekici bölüm, Gürbüz’ün literatüre sunduğu “Turkish Gateway – Türk Geçidi” modeli. Gürbüz’e göre Ukrayna; Moskova’yı doğrudan karşıya alan Batı entegrasyonu ile Kiev’i yalnız bırakan sert izolasyon çizgisi arasında sıkışmış durumda. Bu çıkmazdan çıkış yolu, Moskova’nın sert tepkisine yol açmayan fakat Kiev’in Batı bağlantılarını kesmeyen ara zemin üzerinden geçiyor. Gürbüz, Gürcistan’ın Ankara aracılığıyla NATO ve AB ile bağlarını ilerletmesini, Orta Asya ülkelerinin Türk Devletleri Teşkilatı üzerinden Türkiye ile ilişkilerini güçlendirmesini örnek göstererek Ukrayna’nın da Ankara üzerinden sürdürülebilir entegrasyon üretebileceğini belirtiyor. Bu modelde Türkiye, Batı’nın ileri hattı şeklinde değil, bölgedeki rekabeti ve iş birliğini aynı anda yönetebilen kabul edilebilir arayüz olarak konumlanıyor.
Gürbüz, ABD’deki yönetim değişiminin Türkiye’nin önemini artırdığını ifade ediyor. Trump yönetiminin dış politikaya hesap odaklı yaklaşması Karadeniz-Kafkasya hattında doğrudan angajmandan uzak duran bir strateji ortaya çıkarıyor. Bu nedenle Washington, Ukrayna dosyasını Ankara üzerinden yürütmeyi maliyeti düşük ve etkisi yüksek bir seçenek olarak görüyor. Analiz, bu yaklaşımın Türkiye’yi artık “zor ortak” kategorisinden çıkarıp bölgesel güç projeksiyonunun taşıyıcı unsuru haline getirdiğini gösteriyor.
Haberler.com’a değerlendirmede bulunan Hariciye Dış Politikaları ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Direktörü ve Türk Atlantik Konseyi Genel Sekreteri Emir Abbas Gürbüz, Ukrayna’nın geleceğinde Türkiye’nin rolünün “siyasi romantizmden uzak, sahadaki gerçekliğe dayanan bir tercih” olduğunu belirtti. Gürbüz, Ukrayna’nın Batı’ya doğrudan yönelmesinin Moskova tarafından tehdit algısı yarattığını, tamamen uzaklaşmasının ise Kiev’i güçsüz bıraktığını vurgulayarak şu ifadeyi kullandı:
“Türkiye bu ikilemin ortasında tek uygulanabilir arayüzdür. Turkish Gateway kavramı soyut bir diplomatik öneri yerine sahadaki gerçekliğe uygun, uygulanabilir stratejik modeldir.”
ABD’de yayımlanan analiz, Ukrayna Savaşı sonrasında kurulacak yeni güvenlik düzeninde Türkiye’nin Karadeniz’den Kafkasya’ya uzanan hatta yükselen güç olarak konumlandığını ortaya koyuyor.
Kaynak: Haberler.com / Dünya
Şanlıurfa’da otomobil ile motosiklet kafa kafaya çarpıştı: 2 kardeş hayatını kaybetti
1
Tüm Gözler Amerikan Senatasonun Vereceği Son Kararda
43095 kez okundu
2
Tüm Gözler Amerikan Senatasonun Vereceği Son Kararda
42768 kez okundu
3
Suriye Savunma Bakanlığı, SDG’nin Halep’e terör saldırısı düzenlediğini duyurdu
3653 kez okundu
4
Cumhurbaşkanı’ndan savunma sanayiye büyük övgü!
3403 kez okundu
5
Cumhurbaşkanı’ndan savunma sanayiye büyük övgü!
3358 kez okundu