42,7031$% 0.23
50,1678€% 0.06
57,0934£% -0.02
5.901,44%0,77
4.299,44%0,56
11.311,31%0,69
02:00
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen futbolda “Bahis” ve “Şike” soruşturması kapsamında aralarında Mert Hakan Yandaş, Metehan Baltacı ve eski Adana Demir spor Başkanı Murat Sancak’ın bulunduğu 20 şüpheli tutuklandı. Murat Sancak’ın avukatı Erdal Acar, tutuklama kararına ilişkin kamuoyunda oluşan bilgi kirliliğine dikkat çekerek bir açıklama yayımladı. Avukat, müvekkiline yöneltilen suçlamaların hukuki dayanağının bulunmadığını açıklayarak para trafiğini tek tek anlattı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Müvekkilimiz hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında verilen tutuklama kararına ilişkin olarak, kamuoyunda oluşan spekülatif açıklamalar ve bilgi kirliliği nedeniyle işbu açıklamanın yapılması zorunlu hâle gelmiştir. Öncelikle ifade etmek gerekir ki; tutuklama, ceza niteliği taşımayan ve yalnızca bir koruma tedbiridir. Bu aşamada masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı, hukukun temel prensipleri olarak geçerliliğini korumaktadır. Müvekkilin devlete ve yargıya olan saygısı tam olmakla birlikte; kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve gerçeğin çarpıtılmasının önüne geçilmesi amacıyla, iddiaların hukuki açıdan değerlendirilmesi zorunluluğu doğmuştur.
Bu kapsamda açıkça ifade etmek isteriz ki; müvekkil hakkında 6222 sayılı Kanun kapsamında herhangi bir suçlama bulunmamaktadır. Aynı şekilde 7258 sayılı Kanun kapsamında da müvekkile yöneltilmiş bir suç isnadi mevcut değildir. Bu iki kanuna ilişkin olarak kamuoyunda oluşturulan algı; haber, yorum ve spekülatif paylaşımlar sonucunda meydana gelen bilgi kirliliğinden ibaret olup, resmi soruşturma dosyasıyla hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Bu nedenle mesnetsiz haber ve yorumlara itibar edilmemesi gerektiğini özellikle vurgulamak isteriz.
Bunun yanı sıra, müvekkile isnat edilen “Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama” iddiası da hukuki temelden yoksundur. TCK 282 kapsamında bu suçun oluşabilmesi için;
• Malvarlığı değerinin öncül bir suçtan elde edilmiş olması,
• Bu malvarlığının kaynağını gizleme veya meşru göstermek amacıyla işlem yapılması,
• “Öncül suç” ile müvekkil arasında bağlantıyı ortaya koyan kesin ve somut delillerin bulunması, zorunludur. Mevcut soruşturma dosyasında ise, paranın yasa dışı bir kaynaktan elde edildiğine ilişkin tek bir somut tespit dahi bulunmamaktadır. MASAK raporu da, Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama suçu yönünden herhangi bir tespit içermemektedir. Müvekkilin tüm mali hareketleri banka kayıtları üzerinden açık, vergilendirilmiş, belgeli ve ticari hayatın olağan akışı içindedir. Dolayısıyla öncül suçun yokluğu nedeniyle, TCK 282 kapsamında yöneltilen aklama isnadının hukuki temeli bulunmamaktadır.
Kamuoyunda “milyonlarca liralık olağanüstü finansal hareketler” şeklinde sunulan rakamların tamamı; müvekkilin 2017-2025 yılları arasında sahip olduğu onlarca şirkete ait, sekiz yıllık toplam ticari hacmidir. Ticari hayatın doğası gereği gerçekleşen sermaye hareketleri, ortaklık payı devirleri, yatırım giriş-çıkışları ve şirket satışları; tek bir güne indirgenerek, sanki olağandışı bir finansal yığılma varmış gibi sunulmaktadır. Oysa bu işlemler sekiz yıla yayılmış, düzenli, vergisi ödenmiş ve defter kayıtlarında yer alan resmî ticari hareketlerdir. Soruşturmanın ilerleyen aşamalarında, ilgili makamlara sunulan ve sunulacak olan tüm resmî mali kayıtların – yasal gizlilik kalktığı ölçüde – kamuoyu ile paylaşılacağını özellikle beyan ederiz. Müvekkilin gizleyecek tek bir kuruşluk işlemi dahi bulunmamaktadır.
Yine kamuoyunda “izah edilemeyen para” veya “suç geliri” şeklinde nitelendirilmeye çalışılan finansal hareketler; müvekkilin yıllar içerisinde kurduğu, büyüttüğü ve ulusal ile uluslararası yatırımcılara satışını gerçekleştirdiği şirketlerden elde edilen, tamamen yasal, vergilendirilmiş ve belgeye dayalı ticari faaliyetlerin sonucudur. Uzun yıllara yayılan bu hesap hareketleri; şirket yöneten ve spor sektöründe faaliyet gösteren bir iş insanı bakımından hayatın olağan akışına tamamen uygundur. Ani, kaynağı belirsiz, kayıt dışı veya izah edilemeyecek tek bir işlem dahi söz konusu değildir.
Kamuoyunda tartışma konusu yapılan “şüpheli 63 hesaba gönderilen para” iddiasına ilişkin olarak da açıklama yapmak zorunlu hâle gelmiştir. Şöyle ki; soruşturmada “şüpheli” olarak değerlendirilen bu işlemlerden, 58 ayrı gerçek kişiye yapılan ödemeler 2017-2024 yılları arasında gerçekleştirilmiş olup, 500 TL ile 5.000 TL arasında değişen tutarlarda, toplam 1.314.135 TL’dir. Bu ödemeler arasında; öğrencilerin eğitim destekleri, hastaların ilaç ve tedavi giderleri, dar gelirli ailelere yapılan erzak yardımları ve tekerlekli sandalye temini gibi tamamen sosyal dayanışma amacıyla yapılan yardımlar bulunmaktadır. Bu nitelikteki desteklerin “aklama faaliyeti” veya “yasadışı bahis” şüphesi kapsamında değerlendirilerek kriminalize edilmesi, hukuken isabetsiz olduğu gibi vicdani olarak da gerçeklikle bağdaşmamaktadır. Yine listede yer alan R.Ö., taraftar lideri olup; müvekkil tarafından şahsi malvarlığından, 30.03.2020 31.08.2023 tarihleri arasında 45 işlemle toplam 1.246.000 TL, kulübün destek amaçlı taraftar organizasyonlarının sevk ve idaresi için karşılanan masraflardır. Örneğin listede yer alan E.E.; müvekkilin akrabası olup, 25.06.2018 tarihinde tek işlemle 475.000 TL borç olarak gönderilmiş, daha sonra aynı tutar müvekkilin hesabına iade edilmiştir. M.G. ise müvekkilin ortağı olduğu şirkette sigortalı olarak çalışan bilgi işlem personeli olup; müvekkilin sosyal medya hesapları, bu hesaplara ilişkin aidatlar ve uygulama ücretlerinin temini amacıyla 13.09.2017 – 28.12.2023 tarihleri arasında 59 işlemle toplam 495.000 TL ödeme yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan bu ödemeler; 2017-2023 yılları arasında, hangi sebeple yapıldığı açıkça ortaya konulmuş, olağan ve makul nitelikteki işlemlerdir. Altı yıla yayılan bu tutarlar, bırakın müvekkil gibi bir iş insanını, ortalama gelire sahip bir kişi bakımından dahi olağan ve kabul edilebilir düzeydedir. Dolayısıyla hayatın olağan akışı çerçevesinde tamamen meşru, belgeli ve hukuken açıklanabilir nitelikteki bu para transferlerinin kriminalize edilmesi; akıl ve vicdanla izah edilemez.
Hukuken altı çizilmesi gereken temel husus şudur: Soruşturma dosyasında, paranın yasa dışı bir kaynaktan elde edildiğini gösteren herhangi bir delil bulunmadığı gibi, MASAK raporunda da bu yönde bir tespit mevcut değildir. Kaynağı açık, vergisi ödenmiş ve ticari gerçekliğe uygun gelirlerin “aklama” suçlamasına konu edilmesi; hem maddi gerçeğe hem de TCK’nın sistematiğine açıkça aykırıdır. Müvekkilin tüm mali hareketleri şahsi hesapları üzerinden, şeffaf ve denetime açık şekilde gerçekleştirilmiş olup; gizli, kayıt dışı veya illegal hiçbir para akışı söz konusu değildir.
Müvekkilin, ailesinin ve şirketlerinin hesap veremeyeceği tek bir kuruş dahi bulunmamaktadır. Hukuki süreç tarafımızca titizlikle takip edilmekte olup, yargılamanın ilerleyen aşamalarında maddi gerçek tüm açıklığıyla ortaya çıkacaktır. Kamuoyunun gerçeğe aykırı spekülasyonlara itibar etmemesini; sürecin devletimizin yargı organları tarafından objektif şekilde yürütüldüğüne olan inancımızın tam olduğunu saygıyla kamuoyuna bildiririz.”
Kaynak: Haberler.com / Spor
Sarıyer’de iş yerinde yangın
1
Tüm Gözler Amerikan Senatasonun Vereceği Son Kararda
43163 kez okundu
2
Tüm Gözler Amerikan Senatasonun Vereceği Son Kararda
42836 kez okundu
3
Suriye Savunma Bakanlığı, SDG’nin Halep’e terör saldırısı düzenlediğini duyurdu
3722 kez okundu
4
Cumhurbaşkanı’ndan savunma sanayiye büyük övgü!
3471 kez okundu
5
Cumhurbaşkanı’ndan savunma sanayiye büyük övgü!
3427 kez okundu