41,9602$% 0,31
48,8962€% 0,52
55,9833£% 0,33
5.379,42%0,33
3.993,15%0,28
10.853,43%-0,81
02:00
Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de, 21 Ocak’ta 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 133 kişinin yaralandığı yangın faciasına ilişkin, 20’si tutuklu toplam 32 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediliyor.
Duruşmada esas hakkındaki mütalaaya karşı söz alan müşteki avukatlarından Bilsay Sarper Arslan, “Turizm Bakanı maalesef şu an karşımızda sanık olarak bulunmuyor. Personellere yangında ‘haber vermeyin’ denilmiştir ve bu emir eksiksiz yerine getirilmiştir. Duman dedektörleri ve yangın alarmları çalışmamaktadır. Sanki biz konuşmamışız, sanıklar susma haklarını kullanmış gibi yazılan bir mütalaa var ortada. Yangın gecesi otelde olan yönetim kademesinde olan herkesin suçunun hukuki niteliği ‘ihmal suretiyle olası kasttan insan öldürmek’ olmalı. Bunun dışında bir karar çıkarsa bizi tekrar 21 Ocak’a götürmüş olursunuz. ya kendinden başka kimseyi düşünmeyen bu karanlık, çürümüş gemisini kar hırsıyla yürütenler ya da vicdanlı insanlar kazanacak” dedi.
Müşteki avukatlarından Büşra Doğan, “Ceyda ve Elif’in otelin çalışanlarına çeşitli talimatlar verdiği ortaya çıktı yargılama sürecinde. Ayrıca müşterilerin gelişine ve gidişine kadar rapor aldıkları ortaya çıktı. Yangından sonra kurulan bir WhatsApp grubunda sadece ‘geçmiş olsun hepimize’ diyerek diğer otelin asansörünün mavi etiketinin nasıl yok edileceğinin peşine düşebiliyorlar. Burada hiçbir önlem alınmaması olursa olsun demek ve oluşabilecek tüm sonuçları kabullenmek demektir. Bu otelin yıllar boyu süregelen eksiklikleri sanıklarca örtbas edilmiş” beyanında bulundu.
Yangında kızı ve torununu kaybeden Tufan Haluk Seyhun, “Ben 21 Ocak gecesi büyük ihmal ve hata sonucu evlatlarımı kaybettim. Müge benim biricik evladımdı. Rabbim bize başka evlat nasip etmedi o yüzden tüm sevgimizi ona verdik. O bizim her şeyimizdi. Biz her hafta sonu aile buluşması yapardık. 21 Ocak’tan bu yana bekliyorum ama hiç telefon gelmiyor. Onları bizden ahlaksızca, hunharca aldılar. Torunum Alya henüz 14 yaşındaydı. Kızım, yavrusunun karnesini ödüllendirmek istemiş ve ETS Tur üzerinden devletin kontrol ettiğini düşündüğü otele güvenle gitti. Şükrediyorum üniversiteye giden kızını tatil için ikna edememiş. 78 masum canın ne suçları vardı? Şimdi yüce Türk adaletine sığınıyoruz” ifadelerini kullandı.
Yangında 12’nci kattan atlayarak yaşamını yitiren Şevval Şahin ailesinin avukatı “Benim arkadaşım 12’nci kattan atlayarak vefat etti. 12’nci kattan atlayan Eslam ve Şevval korkudan birbirlerine sarılarak atladılar. Benim arkadaşıma dumandan zehirlenerek, yanarak ya da atlayarak ölme seçeneği sunuldu. Bütün sanıkların olası kasttan cezalandırılmalarını istiyoruz” beyanında bulundu. Yangında hayatını kaybeden işe bir ay önce başlayan aşçı Esra Nazik’in avukatı da “Bu davada verilen karar hepimizin güvende yaşayacağı günlerin başlangıcı olsun” dedi.
Bir başka müşteki avukatı da “Yarar sağlarken, menfaat sağlarken yönetim kurulu üyesi oluyorlar da sorumlulukları olunca mı yönetim kurulu üyesi olmuyorlar. Mahkemeden adil bir karar verilmesini bekliyorum. Kurumların ve huzurdaki sanıkların organize cinayete giden davranışlarını unutmayacağız. Sanıklar, odalardaki insanları bilerek ve kasten uyandırmamışlardır yani bilerek ve isteyerek öldürmüşlerdir” diyerek sanıkların olası kasttan cezalandırmalarını istedi.
Duruşmada söz alan çocuklarını ve torunlarını kaybeden avukat Yüksel Gültekin, “Kendimi suçlu hissediyorum, evlatlarımı koruyamadım bu canilerden. 40 yıllık yuvamız 40 dakikada bitti, güzel eşimin yüzüne bakamıyorum. Her gün 15-20 tonluk bir mengenede sıkıldığımı hissediyorum. Bu acı geçecek gibi değil. Bu merhametsizler hak ettikleri cezayı almazlarsa biz bu hissi bir ömür boyu her gün çekeceğiz, yavrularımız da mezarlarında rahat yatamayacak” şeklinde konuştu.
Oğlu Mert Doğan, gelini Duygu Doğan ile torunları Mavi ve Doğa’yı kaybeden baba Uğur Doğan, “Biz bilirdik ki büyüklerin mezarına gidilir. Ama biz her gün çocuklarımızın mezarına gidiyoruz. Nereden bilebilirdik bunu” dedi.
Yangında 12’nci kattan atlayarak hayatını kaybeden 24 yaşındaki hemşire Dilara Ermanoğlu’nun ailesinin avukatı, “Benim müvekkilim kendine ölüm seçmiştir. ya yangında yanarak ölecekti ya da atlayarak. O atlamayı seçti. Sanıkların olası kasttan yargılanmasını istiyorum” dedi. Dilara Ermaoğlu’nun babası Hasan Ermanoğlu, “Diğer çocuklarımız etkilenmesin, üzülmesin diye onlardan kaçıyoruz. Biz çocuklarımızın kabrine gidiyoruz, oysa büyüklerin kabrine gidilir” ifadelerini kullandı.
Suyolcu ailesinin avukatı Hasan Burak Suyolcu ise yangında ETS Tur ve AYGAZ yetkililerinin olmadığı bir yargılamanın sonucunun da sağlıklı olacağını düşünmediğini kaydetti.
Yangında kızı Feray Kanpolat ve torunu Oya Kanpolat’ı kaybeden Sema Şahin de şunları söyledi: “Biz çocuklarımızı tatile yolladık. Müge Turan’ın kızı Alya Turan’ı ile benim Oyam dört yaşından beri arkadaş. Ölüme de birlikte gittiler. Ben çocuklarımı Adli Tıp’tan simsiyah aldım, yanmıştı. Parça parça olmuş yavrum, bağlamışlar yavrumun vücudunu birbirine. Benim çocuklarımın karşı odasında kalıyormuş Emir ve Elif Aras. Ama odasının önünden geçip kaçmışlar. Emir Aras ve Elif Aras. Bu kast değil de nedir? Ben Ergül ailesinin olası kasttan yargılanmasını istiyorum.”
Duruşmaya yarın sabah 09.00’a kadar ara verildi. Yarın müşteki ve avukatlarının beyanlarıyla duruşma devam edecek.
Kaynak: ANKA / Güncel
Feci kaza! Yakıt tankeri ile otomobil kafa kafaya çarpıştı
1
Olay iddia: Louvre Müzesi’ndeki değerli mücevherler Fransa Merkez Bankası’na taşındı
408 kez okundu
2
Tartıştıkları 2 kişiyle ayırmaya çalışanı dövdüler
333 kez okundu
3
Bir çaya o kadar para verince, kalanları yanında götürdü
292 kez okundu
4
İhale sonuçlandı, işte polislerin alacağı promosyon miktarı
278 kez okundu
5
Kırmızı bültenle aranan 9 suçlu Türkiye’ye getirildi
271 kez okundu