Bakan Fidan Arap basınına konuştu: ‘ABD İsrail üzerinde sanıldığı kadar etkili olmayabilir’

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Haberin Devamı

 ‘BELKİ TERSİ MÜMKÜN’

‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ile arasının iyi olması İsrail’e karşı kullanılabilir mi’ sorusu üzerine Bakan Fidan, Erdoğan’ın dış politika mesaisinin büyük bir bölümünü Gazze’de soykırımın durması için harcadığına işaret ederek “Sayın Trump’la da konuyu her görüştüğünde özellikle Gazze meselesinin, Suriye’deki istikrarın altını sürekli çiziyoruz. Ama Amerikan iç politikasında on yıllardır oluşturulan bir realite var. O realite, kimin kimi kontrol ettiği ve kim kimi yönetiyor realitesi. Bu son olaylarda da ortaya çıktı ki, aslında Amerika Birleşik Devletleri’nin İsrail politikaları üzerinde sanıldığı kadar da bir etkisi yok. Belki tersi mümkün.”

‘TEDBİR ALMALIYIZ’

İsrail’in Katar’da Hamas’a saldırması üzerine Doha’da toplanan Arap-İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısına dikkat çeken Fidan, tüm bölge ülkelerinin 1967 sınırlarına dayalı iki devletli çözümü desteklediğini belirterek “Ancak İsrail hiçbir zaman gerçekte iki devletli bir çözüm istemedi. Sürekli 1967 sınırlarının ötesinde Filistin topraklarını ele geçirme politikası izledi” dedi. Bakan Fidan, “İsrail’in bölgede yayılmacılığı artık bir politika haline getirmesini bölge ülkeleri olarak, uluslararası toplum olarak masaya yatırmamız ve tedbir almamız gerekiyor” ifadesini kullandı.

Haberin Devamı

‘İŞBİRLİĞİ YAPMALIYIZ’

Türkiye’nin Mısır ve Suudi Arabistan’la ilişkilerini ilerlettiğini vurgulayan Bakan, “Bölgedeki tehditler bizi güvenlik konusunda da daha fazla işbirliği yapmaya itiyor açıkçası. Özellikle savunma sanayinde işbirliği yapmamız lazım” diye konuştu.

HÜKMETME DEĞİL İŞBİRLİĞİ LAZIM

BÖLGEDE ya Türk ya Arap ya da Fars egemenliğinden bahsedildiğini, Arap dünyasında “Türkler tekrar geliyor, Neo-Ottoman bir politika izliyorlar” diye söylem olduğunu kaydeden Bakan Fidan şöyle devam etti: “Hep bir dominasyon, ‘Kim bölgeyi etkisi altına alacak veya hükmedecek’ şeyi var. Bence bu çok ilkel bir yaklaşım. Bunun yerine bizim işbirliğini geliştirmemiz lazım. ‘Domination’ değil ‘Cooperation’. ‘Hükmetme’ değil ‘İşbirliği’. Herkesin sınırları belli, ulus belli. Birbirimize saygı duyuyoruz.”